Hakk'a Kul Olamayan Kula Kul Olur:
Mevlânâ'nın üzerinde ısrar ettiği noktalardan biri hiçbir konuda Hakk'a ortak koşmama lüzumudur. Sebepler zincirine bağlanıp kalan kişiler rızka vesile olanları hakiki sebep zanneder ve neticede kula kul olurlar. Her dönemde makam ve mevki düşkünlerinin amaçlarına ulaşmak için devlet büyüklerine yaltaklanmalarını ve insanlık onurunu ayaklar altına almalarını o aşağıdaki gibi tenkit ediyor:
"Cenab-ı Hak padişahları küçük bir kapı gibi yarattı. Dünyaya bağlananlar Cenab-ı Hakk'a secde edemez de onlara secde eder. Köpeklere ancak aşağılık kimseler eğilir. Nasıl ki farelere hükmeden kedidir, fare kim ki aslandan korkmaya layık olsun. Müminler 'Hak en yücedir' diye zikreder; bu ahmakların Rabbıysa başka kullardır. Ey çanak yalayıcı! Madem ki senin velinimetin o hasistir, sen de yürü kase yalayıcıya git..." (3/114)
Demek ki Allah'a kul olamayanlar kulluktan kurtulamıyor, kendi benzerlerine tapınma derekesine düşüyorlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder