Pages

Search This Blog

4 Ağustos 2011 Perşembe

Bayanlar abdest alırken başları kapalı mı olmalı?

Kadınların kendisine yabancı olan erkeklerin bulunmadığı bir yerde baş açık abdest alması caizdir. Eğer bir kadının erkeklerin bulunduğu bir alanda abdest almaktan başka çaresi yoksa, almadığı takdirde namazı kaçırmak durumunda kalıyorsa, bu durumda mümkün olduğunca, hızlı bir şekilde abdestini alır ve almalıdır. Bu takdirde sadece abdestte farz olanları yerine getirir. Örneğin, kollarını yalnız birer defa yıkar.

Ancak, böyle bir durumda bile, başka bir bayana veya bir erkeğe -kendisine sürte / perde olması için- ricada bulunması gerekir. Başı meshetmek için başörtüsünü çıkarmasına gerek yoktur. Elini ıslatıp başörtüsünün altına sokmak suretiyle başını meshedebilir. 

Özetle; bu gibi durumlarda ehven-i şer ihtiyar edilir. İslam hukukunda "Zaruret haramı helal eder." kaidesi burada da geçerlidir.

bayanlar abdest alırken başını açabilir mi, kadınlar abdest alırken başını açabilir mi, bayan başını mest ederken açabilir mi, abdest alırken başörtüyü çıkarabilir mi, bayan nerede başı açık olarak abdest alabilir 

2 Ağustos 2011 Salı

İğne yapmak, kan vermek, serum orucu bozar mı?

Kan vermek orucu bozar mı?
İğnenin orucu bozup bozmayacağı, kullanılış amacına göre değerlendirilebilir. Ağrıyı dindirmek, tedavi etmek, vücudun direncini artırmak, gıda vermek gibi amaçlarla enjeksiyon yapılmaktadır. Gıda ve keyif verici olmayan enjeksiyonlar, yemek ve içmek anlamına gelmediklerinden orucu bozmazlar. Ancak gıda ve / veya keyif verici enjeksiyonlar orucu bozar. Hastaya serum veya kan verilmesi de, aynı hükme tabidir.

  • Kan vermek orucu bozar mı?
  • İğne yapmak orucu bozar mı?
  • Serum orucu bozar mı?
http://www.sorularlaislamiyet.com

Kulak damlası orucu bozar mı?

Kulak damlası oruç bozar mı?
Kulak ile boğaz arasında da bir kanal bulunmaktadır. Ancak kulak zarı bu kanalı tıkadığından, su veya ilaç boğaza ulaşmaz. Bu nedenle kulağa damlatılan ilaç veya kulağın yıkattırılması orucu bozmaz. 

Kulak zarında delik bulunsa bile, kulağa damlatılan ilaç, kulak içerisinde emileceği için, ilaç ya hiç mideye ulaşmayacak ya da çok azı ulaşacaktır. Daha önce de belirtildiği gibi, bu miktar oruçta affedilmiştir. Ancak kulak zarının delik olması durumunda, kulak yıkattırılırken suyun mideye ulaşması mümkündür. Bu itibarla, orucu bozacak kadar suyun mideye ulaşması halinde oruç bozulur.




burun damlasi orucu bozar mi

Burun damlası orucu bozar mı?
Tedavî amacıyla burna damlatılan ilacın bir damlası, yaklaşık 0,06 cm3 tür. Bunun bir kısmı da burun çeperleri tarafından emilmekte, çok az bir kısmı mideye ulaşmaktadır. Bu da, mazmazada olduğu gibi ma'fuv (affedilmiş) kapsamında değerlendirilebilir. 








Kaynak;

Göz damlası orucu bozar mı?

Uzman göz doktorlarından alınan bilgilere göre, göze damlatılan ilaç miktar olarak çok az (1 mililitrenin 1/20'si olan 50 mikrolitre) olup bunun bir kısmı gözün kırpılmasıyla dışarıya atılmakta, bir kısmı gözde, göz ile burun boşluğunu birleştiren kanallarda ve mukozasında mesamat yolu ile emilerek vücuda alınmaktadır. Damlanın yok denilebilecek kadar çok az bir kısmının, sindirim kanalına ulaşma ihtimali bulunmaktadır. Bu bilgiler, yukarıdaki bilgilerle birlikte değerlendirildiğinde, göz damlası orucu bozmaz. 




  1. Göz damlası oruç bozar mı?
  2. Göz için kullanılan damla orucu bozar mı?
  3. Göz ilacı oruç bozar mı? 
Kaynak;  

Sprey orucu bozar mı?

Akciğer hastalarının kullandıkları spreyden, bir kullanımda 1/20 ml. gibi çok az bir miktar ağıza sıkılmaktadır. Bunun da önemli bir kısmı ağız ve nefes boruları cidarında emilerek yok olmaktadır. Bundan geriye bir miktarın kalıp tükrük ile mideye ulaştığı konusunda kesin bir bilgi de yoktur. Abdest alırken ağızda kalan su ile kıyaslandığında, bu miktarın çok az olduğu görülmektedir. Halbuki oruçlu, abdest alırken ağzına verdiği sudan geri kalan miktarın mideye ulaşması halinde orucun bozulmayacağı konusunda hadis (Dârimî, Savm, 21) ve İslâm bilginlerinin icmaı vardır. Ayrıca, misvaktan bazı kırıntıların ve kimyevi maddelerin mideye ulaşması kaçınılmaz olduğu halde, Hz. Peygamber'in oruçlu iken misvak kullandığı, sahih hadis kaynaklarında yer almaktadır (Buharî, Savm, 27; Tirmîzî, Savm, 29). Diğer taraftan, "kesin olarak bilinen, şüphe ile bozulmaz" kaidesi gereğince, mideye ulaşıp ulaşmadığı konusunda şüphe bulunan bu şeyle oruç bozulmaz.
Bu itibarla astımlı hastaların, sağlığı oruç tutmalarına uygun olup başka bir hastalıkları da yoksa, rahat nefes almalarını sağlamak amacıyla ağza püskürtülen oksijenli ilaç orucu bozmaz.
Cevap bulan sorular;
  1. Astım hastalarının kullandığı sprey oruç bozar mı?
  2. Oruçta sprey kullanmak oruç bozar mı?
Kaynak;

Kur'ân-ı Kerim'de kaç ayet vardır?




Kurân'ın 6666 ayet değil daha az olduğu söyleniyor. Ayet ekleme veya çıkarma söz konusu olabilir mi? Bunu izah eder misiniz?  


Cevap: 
Kurân’ın kaç ayet olduğu hususunda âlimler arasında ihtilaf vardır. Fakat bu ihtilaf sadece numaralandırma hususunda olup Kurân’ın tümü için her hangi bir ihtilaf söz konusu değildir. Çünkü âlimlerin hepsi Kurân-ı Kerim'in bütünü için ittifaktadırlar. 
Bazı âlimler, bir kısım uzun cümleleri iki-üç ayet saymışken, bazısı tek ayet kabul etmiştir. Yine Şafiî âlimleri besmele-i şerifi, başında zikredilen sure ile bir bütün olarak saydıkları halde Hanefi âlimleri besmeleyi ayrı bir ayet olarak saymışlardır. Sure başlarındaki “yasin, ha mim” gibi huruf-u mukattaa için de benzer durum geçerlidir.
İbn-i Abbas: 6616, Nafi: 6217, Şeybe: 6214, Mısır âlimleri: 6226, Arap dili ve edebiyatında dâhi olan belâgat âlimlerinden Zemahşeri ise; Kurân’ın 6666 ayeti olduğunu söylerler.
13. asrın müceddidi kabul edilen Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri de 6666 görüşündedir.
Fakat günümüzde Kûfelilerin görüşünün kabul görülmesiyle tüm Kur'ân-ı Kerimler 6236 ayettir.

Kaynak;

  • Sorusorcevapbul.com



Cevap Bulan Sorular;

  1. Kur'an da kaç ayet vardır?
  2. Kur'ana sonradan ayet eklendimi veya sonradan ayet çıkarıldı mı?
  3. Said Nursi Hazretlerinde göre Kur'an kaç ayettir?
  4. İslam alimlerine göre Kur'an kaç ayettir?
  5. Kur'an-ın 6666 ayet olduğu doğru mudur?

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Ramazan'da Yapılması Gereken İbadetler


Ramazan ayında okunan Kur'ân’ın her bir harfine binler sevap yazılır
Ramazan ayı “Kur'ân ayı”dır. Diğer semavî kitaplar da Ramazan ayında indirilmiştir.
Her bir Kur'ân harfine normal vakitte on sevap varken Ramazan-ı şerifte binler sevap verilir.
Her Ramazan ayına Cebrail (as) Kur'ân’ı baştan sonra okur Efendimiz (asm) dinlerdi. Sonra da Peygamber Efendimiz mescidde sahabelere okur Hz. Cebrail de yanında bulunurdu. Bu hadiseye “arda” denilirdi. 


"Teravih namazı"nı kılan günahlardan temizlenir
“Allah(cc) Ramazan orucunu farz kıldı. Ben de gece ibadetini (teravih namazını) sünnet kıldım. Kim, faziletine inanarak ve alacağı mükâfatı Allah’dan (cc) umarak orucunu tutup, gece ibadetini yaparsa, anasından doğduğu gün gibi günahlarından kurtulur” (Nesai)
“Ramazan ayının ilk gecesinde; sema kapıları ve cennet kapıları açılır. Bu açılış, ta son gecesine kadar devam eder; kapanmaz. İster kadın olsun, ister erkek; Ramazan ayının gecelerinden birinde kıldığı namazın (teravihin) her secdesi için bin yedi yüz sevap yazılır. Onun için cennette bir saray yapılır ki; kırmızı yakuttandır, her kapının dahi kırmızı yakut işlemeli iki kanadı vardır…” (Gunyet-üt Talibin)
"Resulullah ve Hz. Ebu Bekir devrinde teravihler ferdi olarak kılınmış ve durum Hz. Ömer’in hilafetinin başlarına kadar bu minval üzere devam etmiştir. Hz. Ömer’in emriyle teravihler Übey İbnu Kab’ın imamlığında cemaatle kılınmaya başlanmıştır. Bu sebeple teravih namazının cemaat ile kılınmasına “Hz. Ömer’in sünneti” denilmiştir." (Kütüb-i Sitte) 
Ramazan ayında tutulan oruç beraberinde edilen istiğfar sorgusuz sualsiz cennete gitmeye vesiledir
Kab nakleder ki: “Kim ramazan ayını oruçlu geçirirde, kendi nefsine Ramazandan sonra Allah'a isyan etmeyeceğine dair söz verirse sorgusuz ve sualsiz Cennet’e girer.” (Hadislerle Kur'ân-ı Kerim Tefsiri İbn Kesir 15) 
Ramazan ayının gecelerini özellikle de son on gecesini ihya etmek geçmiş günahların affına vesiledir
“Kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Ramazan ayının gecelerini ibadetle ihya ederse geçmiş günahları affolunur.” (Buhari)
Hz. Aişe (ra) anlatıyor: “ Resulullah (asm) Ramazan ayında diğer aylarda görülmeyen bir gayrete girerdi. Ramazan ayının son on gününde ise çok daha şiddetli bir gayrete geçerdi. Son on günde geceyi ihya eder, ailesini de (gecenin ihyası için) uyandırırdı, izarını da bağlardı” (Buhari, Müslim)
İzarın bağlanması: Âlimler bununla, Resulullah’ın son on günde hanımlarını terk etmiş olduğunun kinaye edildiğini belirtirler. 
Ramazan ayının cumaları Ramazan ayının diğer aylara olan üstünlüğü gibidir
Cabir’den (ra) rivayetle:
“Ramazan ayındaki Cuma gününün diğer Cumalardan üstünlüğü, Ramazan ayınındiğer aylara olan üstünlüğü gibidir.” (Deylemi)
"Kur'ân-ı Hakîm'in nass-ı hadîs ile herbir harfinin on sevabı var; on hasene sayılır, on meyve-i Cennet getirir. Ramazan-ı Şerifte herbir harfin, on değil bin ve Âyetü'l-Kürsî gibi âyetlerin herbir harfi binler ve Ramazan-ı Şerifin Cum'alarında daha ziyadedir. Ve Leyle-i Kadir'de otuzbin hasene sayılır. Evet herbir harfi otuzbin bâki meyveler veren Kur'ân-ı Hakîm, öyle bir nuranî şecere-i tûbâ hükmüne geçiyor ki; milyonlarla o bâki meyveleri, Ramazan-ı Şerif'te mü'minlere kazandırır" (Mektubat) 
İtikâf’a girmek iki hacc ve iki umre sevabı kazandırır
“Kim Allah’ın rızasını talep ederek bir gün itikâfa girerse Allah u Teala onunla ateş arasını doğu ile batı arasındaki mesafeden daha büyük üç hendek ile ayırır” (Taberani, Beyhaki)
Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: “Hz. Peygamber (asm) her Ramazan ayında on gün itikâfa girerdi. Vefat ettiği yılda ise yirmi gün itikâfa girdi” (Buhari, Ebu Davud)
İbnu Abbas (ra) anlatıyor:
Resulullah (asm) mutekif (itikâf yapan) hakkında: “O, günahları hapseder ve bütün hayırları işlemiş gibi ona hayırlar kazandırılır” buyurdular. (kütüb-i sitte)
“İtikâfta olan kimse günahları defeder ve kendisine bütün sevapları yapıyormuş gibi ecir verilir”(Ramuz)
“Ramazan ayının son on gününü itikâfta geçiren kişi iki hac ve iki umre yapmış gibi olur” (Beyhaki)
İtikâfa girmek isteyen kimsenin, Ramazan ayının son on gününde itikâf yapması söylenmiştir.
Ramazan ayında Umre yapmak sevap bakımından hacca denktir
“Ramazan ayında yapılan bir umre, sevap bakımından bir hacca denktir.” (Tirmizi)
“Kim Ramazan ayına Mekke’de yetişir de oruç tutar ve kolayına geldiği şekilde teravih namazını kılarsa, Allah (cc) ona o Ramazan ayının dışında yüz bin Ramazan ayı sevabını yazar ve her günü için bir köle azat etmiş kadar sevap yazar. Her gecesi için de bir köle azat etmiş kadar sevap yazar. Her gün Allah (cc) yolunda bir at yükü miktarınca tasadduk etmiş kadar sevap alır. Her gün sevap ve her gece sevap..” (İbn Mace)
“Medine’de geçirilen bir Ramazan ayı, onun dışında ki yerlerde geçirilen bin Ramazan ayından daha hayırlıdır. Medine’de geçirilen bir Cuma, onun dışında geçirilen bin Cuma’dan daha hayırlıdır.”(Taberani)
“Mekke’de geçirilen bir Ramazan ayı, Mekke’den başka bir yerde geçirilen bin Ramazan ayından daha faziletlidir” (Bezzar)
Ramazan ayında oruçluya su veren mahşerde susamayacaktır
"Ramazan ayında kim bir oruçluya su verirse, Allah(cc)’da ona havzımdan öyle bir şerbet verir ki, artık cennete girinceye kadar hiç susamaz." (Beyhaki) 
Ramazan ayında Oruçlulara iftar verenle, Cebrail (as) musafaha eder
Ebu’ş -Şeyh İbn Hıbban’ın bir rivayetinde Rasulullah (asm) şöyle buyurmuştur:
“Ramazan ayında kim helal kazancından bir oruçluyu iftar ettirirse, Ramazan’ın bütün gecelerinde melekler ona dua eder ve kadir gecesinde Cebrail (as) onunla musafaha eder (tokalaşır) Cebrail (as) kiminle musafaha ederse, onun kalbi incelir ve gözlerinin yaşı çoğalır. Ravi der ki:
- Ya Resulallah! Oruçluyu iftar ettirecek bir şeyi yoksa ne yapacak? Bana bildir. dediğimde:
- Bir avuç yiyecek de kafidir. buyurdu. Ben:
- Bir lokma ekmek de bulamazsa? deyince:
- Birazcık su ile karıştırılmış süt ikram eder. buyurdu. Ben:
- Yanında o da yoksa? deyince:
- Bir içim su" buyurdu. (Beyhaki)
"Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksiltme olmaz." (Tirmizi) 
Ramazan ayında verilen sadaka en faziletli sadaka hükmündedir
Hz. Enes’den (ra) rivayetle:
“En faziletli sadaka, Ramazan ayında verilendir.” (Selim’ür Razi)

< >