Pages

Search This Blog

4 Ağustos 2011 Perşembe

Bayanlar abdest alırken başları kapalı mı olmalı?

Kadınların kendisine yabancı olan erkeklerin bulunmadığı bir yerde baş açık abdest alması caizdir. Eğer bir kadının erkeklerin bulunduğu bir alanda abdest almaktan başka çaresi yoksa, almadığı takdirde namazı kaçırmak durumunda kalıyorsa, bu durumda mümkün olduğunca, hızlı bir şekilde abdestini alır ve almalıdır. Bu takdirde sadece abdestte farz olanları yerine getirir. Örneğin, kollarını yalnız birer defa yıkar.

Ancak, böyle bir durumda bile, başka bir bayana veya bir erkeğe -kendisine sürte / perde olması için- ricada bulunması gerekir. Başı meshetmek için başörtüsünü çıkarmasına gerek yoktur. Elini ıslatıp başörtüsünün altına sokmak suretiyle başını meshedebilir. 

Özetle; bu gibi durumlarda ehven-i şer ihtiyar edilir. İslam hukukunda "Zaruret haramı helal eder." kaidesi burada da geçerlidir.

bayanlar abdest alırken başını açabilir mi, kadınlar abdest alırken başını açabilir mi, bayan başını mest ederken açabilir mi, abdest alırken başörtüyü çıkarabilir mi, bayan nerede başı açık olarak abdest alabilir 

2 Ağustos 2011 Salı

İğne yapmak, kan vermek, serum orucu bozar mı?

Kan vermek orucu bozar mı?
İğnenin orucu bozup bozmayacağı, kullanılış amacına göre değerlendirilebilir. Ağrıyı dindirmek, tedavi etmek, vücudun direncini artırmak, gıda vermek gibi amaçlarla enjeksiyon yapılmaktadır. Gıda ve keyif verici olmayan enjeksiyonlar, yemek ve içmek anlamına gelmediklerinden orucu bozmazlar. Ancak gıda ve / veya keyif verici enjeksiyonlar orucu bozar. Hastaya serum veya kan verilmesi de, aynı hükme tabidir.

  • Kan vermek orucu bozar mı?
  • İğne yapmak orucu bozar mı?
  • Serum orucu bozar mı?
http://www.sorularlaislamiyet.com

Kulak damlası orucu bozar mı?

Kulak damlası oruç bozar mı?
Kulak ile boğaz arasında da bir kanal bulunmaktadır. Ancak kulak zarı bu kanalı tıkadığından, su veya ilaç boğaza ulaşmaz. Bu nedenle kulağa damlatılan ilaç veya kulağın yıkattırılması orucu bozmaz. 

Kulak zarında delik bulunsa bile, kulağa damlatılan ilaç, kulak içerisinde emileceği için, ilaç ya hiç mideye ulaşmayacak ya da çok azı ulaşacaktır. Daha önce de belirtildiği gibi, bu miktar oruçta affedilmiştir. Ancak kulak zarının delik olması durumunda, kulak yıkattırılırken suyun mideye ulaşması mümkündür. Bu itibarla, orucu bozacak kadar suyun mideye ulaşması halinde oruç bozulur.




burun damlasi orucu bozar mi

Burun damlası orucu bozar mı?
Tedavî amacıyla burna damlatılan ilacın bir damlası, yaklaşık 0,06 cm3 tür. Bunun bir kısmı da burun çeperleri tarafından emilmekte, çok az bir kısmı mideye ulaşmaktadır. Bu da, mazmazada olduğu gibi ma'fuv (affedilmiş) kapsamında değerlendirilebilir. 








Kaynak;

Göz damlası orucu bozar mı?

Uzman göz doktorlarından alınan bilgilere göre, göze damlatılan ilaç miktar olarak çok az (1 mililitrenin 1/20'si olan 50 mikrolitre) olup bunun bir kısmı gözün kırpılmasıyla dışarıya atılmakta, bir kısmı gözde, göz ile burun boşluğunu birleştiren kanallarda ve mukozasında mesamat yolu ile emilerek vücuda alınmaktadır. Damlanın yok denilebilecek kadar çok az bir kısmının, sindirim kanalına ulaşma ihtimali bulunmaktadır. Bu bilgiler, yukarıdaki bilgilerle birlikte değerlendirildiğinde, göz damlası orucu bozmaz. 




  1. Göz damlası oruç bozar mı?
  2. Göz için kullanılan damla orucu bozar mı?
  3. Göz ilacı oruç bozar mı? 
Kaynak;  

Sprey orucu bozar mı?

Akciğer hastalarının kullandıkları spreyden, bir kullanımda 1/20 ml. gibi çok az bir miktar ağıza sıkılmaktadır. Bunun da önemli bir kısmı ağız ve nefes boruları cidarında emilerek yok olmaktadır. Bundan geriye bir miktarın kalıp tükrük ile mideye ulaştığı konusunda kesin bir bilgi de yoktur. Abdest alırken ağızda kalan su ile kıyaslandığında, bu miktarın çok az olduğu görülmektedir. Halbuki oruçlu, abdest alırken ağzına verdiği sudan geri kalan miktarın mideye ulaşması halinde orucun bozulmayacağı konusunda hadis (Dârimî, Savm, 21) ve İslâm bilginlerinin icmaı vardır. Ayrıca, misvaktan bazı kırıntıların ve kimyevi maddelerin mideye ulaşması kaçınılmaz olduğu halde, Hz. Peygamber'in oruçlu iken misvak kullandığı, sahih hadis kaynaklarında yer almaktadır (Buharî, Savm, 27; Tirmîzî, Savm, 29). Diğer taraftan, "kesin olarak bilinen, şüphe ile bozulmaz" kaidesi gereğince, mideye ulaşıp ulaşmadığı konusunda şüphe bulunan bu şeyle oruç bozulmaz.
Bu itibarla astımlı hastaların, sağlığı oruç tutmalarına uygun olup başka bir hastalıkları da yoksa, rahat nefes almalarını sağlamak amacıyla ağza püskürtülen oksijenli ilaç orucu bozmaz.
Cevap bulan sorular;
  1. Astım hastalarının kullandığı sprey oruç bozar mı?
  2. Oruçta sprey kullanmak oruç bozar mı?
Kaynak;

Kur'ân-ı Kerim'de kaç ayet vardır?




Kurân'ın 6666 ayet değil daha az olduğu söyleniyor. Ayet ekleme veya çıkarma söz konusu olabilir mi? Bunu izah eder misiniz?  


Cevap: 
Kurân’ın kaç ayet olduğu hususunda âlimler arasında ihtilaf vardır. Fakat bu ihtilaf sadece numaralandırma hususunda olup Kurân’ın tümü için her hangi bir ihtilaf söz konusu değildir. Çünkü âlimlerin hepsi Kurân-ı Kerim'in bütünü için ittifaktadırlar. 
Bazı âlimler, bir kısım uzun cümleleri iki-üç ayet saymışken, bazısı tek ayet kabul etmiştir. Yine Şafiî âlimleri besmele-i şerifi, başında zikredilen sure ile bir bütün olarak saydıkları halde Hanefi âlimleri besmeleyi ayrı bir ayet olarak saymışlardır. Sure başlarındaki “yasin, ha mim” gibi huruf-u mukattaa için de benzer durum geçerlidir.
İbn-i Abbas: 6616, Nafi: 6217, Şeybe: 6214, Mısır âlimleri: 6226, Arap dili ve edebiyatında dâhi olan belâgat âlimlerinden Zemahşeri ise; Kurân’ın 6666 ayeti olduğunu söylerler.
13. asrın müceddidi kabul edilen Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri de 6666 görüşündedir.
Fakat günümüzde Kûfelilerin görüşünün kabul görülmesiyle tüm Kur'ân-ı Kerimler 6236 ayettir.

Kaynak;

  • Sorusorcevapbul.com



Cevap Bulan Sorular;

  1. Kur'an da kaç ayet vardır?
  2. Kur'ana sonradan ayet eklendimi veya sonradan ayet çıkarıldı mı?
  3. Said Nursi Hazretlerinde göre Kur'an kaç ayettir?
  4. İslam alimlerine göre Kur'an kaç ayettir?
  5. Kur'an-ın 6666 ayet olduğu doğru mudur?

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Ramazan'da Yapılması Gereken İbadetler


Ramazan ayında okunan Kur'ân’ın her bir harfine binler sevap yazılır
Ramazan ayı “Kur'ân ayı”dır. Diğer semavî kitaplar da Ramazan ayında indirilmiştir.
Her bir Kur'ân harfine normal vakitte on sevap varken Ramazan-ı şerifte binler sevap verilir.
Her Ramazan ayına Cebrail (as) Kur'ân’ı baştan sonra okur Efendimiz (asm) dinlerdi. Sonra da Peygamber Efendimiz mescidde sahabelere okur Hz. Cebrail de yanında bulunurdu. Bu hadiseye “arda” denilirdi. 


"Teravih namazı"nı kılan günahlardan temizlenir
“Allah(cc) Ramazan orucunu farz kıldı. Ben de gece ibadetini (teravih namazını) sünnet kıldım. Kim, faziletine inanarak ve alacağı mükâfatı Allah’dan (cc) umarak orucunu tutup, gece ibadetini yaparsa, anasından doğduğu gün gibi günahlarından kurtulur” (Nesai)
“Ramazan ayının ilk gecesinde; sema kapıları ve cennet kapıları açılır. Bu açılış, ta son gecesine kadar devam eder; kapanmaz. İster kadın olsun, ister erkek; Ramazan ayının gecelerinden birinde kıldığı namazın (teravihin) her secdesi için bin yedi yüz sevap yazılır. Onun için cennette bir saray yapılır ki; kırmızı yakuttandır, her kapının dahi kırmızı yakut işlemeli iki kanadı vardır…” (Gunyet-üt Talibin)
"Resulullah ve Hz. Ebu Bekir devrinde teravihler ferdi olarak kılınmış ve durum Hz. Ömer’in hilafetinin başlarına kadar bu minval üzere devam etmiştir. Hz. Ömer’in emriyle teravihler Übey İbnu Kab’ın imamlığında cemaatle kılınmaya başlanmıştır. Bu sebeple teravih namazının cemaat ile kılınmasına “Hz. Ömer’in sünneti” denilmiştir." (Kütüb-i Sitte) 
Ramazan ayında tutulan oruç beraberinde edilen istiğfar sorgusuz sualsiz cennete gitmeye vesiledir
Kab nakleder ki: “Kim ramazan ayını oruçlu geçirirde, kendi nefsine Ramazandan sonra Allah'a isyan etmeyeceğine dair söz verirse sorgusuz ve sualsiz Cennet’e girer.” (Hadislerle Kur'ân-ı Kerim Tefsiri İbn Kesir 15) 
Ramazan ayının gecelerini özellikle de son on gecesini ihya etmek geçmiş günahların affına vesiledir
“Kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Ramazan ayının gecelerini ibadetle ihya ederse geçmiş günahları affolunur.” (Buhari)
Hz. Aişe (ra) anlatıyor: “ Resulullah (asm) Ramazan ayında diğer aylarda görülmeyen bir gayrete girerdi. Ramazan ayının son on gününde ise çok daha şiddetli bir gayrete geçerdi. Son on günde geceyi ihya eder, ailesini de (gecenin ihyası için) uyandırırdı, izarını da bağlardı” (Buhari, Müslim)
İzarın bağlanması: Âlimler bununla, Resulullah’ın son on günde hanımlarını terk etmiş olduğunun kinaye edildiğini belirtirler. 
Ramazan ayının cumaları Ramazan ayının diğer aylara olan üstünlüğü gibidir
Cabir’den (ra) rivayetle:
“Ramazan ayındaki Cuma gününün diğer Cumalardan üstünlüğü, Ramazan ayınındiğer aylara olan üstünlüğü gibidir.” (Deylemi)
"Kur'ân-ı Hakîm'in nass-ı hadîs ile herbir harfinin on sevabı var; on hasene sayılır, on meyve-i Cennet getirir. Ramazan-ı Şerifte herbir harfin, on değil bin ve Âyetü'l-Kürsî gibi âyetlerin herbir harfi binler ve Ramazan-ı Şerifin Cum'alarında daha ziyadedir. Ve Leyle-i Kadir'de otuzbin hasene sayılır. Evet herbir harfi otuzbin bâki meyveler veren Kur'ân-ı Hakîm, öyle bir nuranî şecere-i tûbâ hükmüne geçiyor ki; milyonlarla o bâki meyveleri, Ramazan-ı Şerif'te mü'minlere kazandırır" (Mektubat) 
İtikâf’a girmek iki hacc ve iki umre sevabı kazandırır
“Kim Allah’ın rızasını talep ederek bir gün itikâfa girerse Allah u Teala onunla ateş arasını doğu ile batı arasındaki mesafeden daha büyük üç hendek ile ayırır” (Taberani, Beyhaki)
Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: “Hz. Peygamber (asm) her Ramazan ayında on gün itikâfa girerdi. Vefat ettiği yılda ise yirmi gün itikâfa girdi” (Buhari, Ebu Davud)
İbnu Abbas (ra) anlatıyor:
Resulullah (asm) mutekif (itikâf yapan) hakkında: “O, günahları hapseder ve bütün hayırları işlemiş gibi ona hayırlar kazandırılır” buyurdular. (kütüb-i sitte)
“İtikâfta olan kimse günahları defeder ve kendisine bütün sevapları yapıyormuş gibi ecir verilir”(Ramuz)
“Ramazan ayının son on gününü itikâfta geçiren kişi iki hac ve iki umre yapmış gibi olur” (Beyhaki)
İtikâfa girmek isteyen kimsenin, Ramazan ayının son on gününde itikâf yapması söylenmiştir.
Ramazan ayında Umre yapmak sevap bakımından hacca denktir
“Ramazan ayında yapılan bir umre, sevap bakımından bir hacca denktir.” (Tirmizi)
“Kim Ramazan ayına Mekke’de yetişir de oruç tutar ve kolayına geldiği şekilde teravih namazını kılarsa, Allah (cc) ona o Ramazan ayının dışında yüz bin Ramazan ayı sevabını yazar ve her günü için bir köle azat etmiş kadar sevap yazar. Her gecesi için de bir köle azat etmiş kadar sevap yazar. Her gün Allah (cc) yolunda bir at yükü miktarınca tasadduk etmiş kadar sevap alır. Her gün sevap ve her gece sevap..” (İbn Mace)
“Medine’de geçirilen bir Ramazan ayı, onun dışında ki yerlerde geçirilen bin Ramazan ayından daha hayırlıdır. Medine’de geçirilen bir Cuma, onun dışında geçirilen bin Cuma’dan daha hayırlıdır.”(Taberani)
“Mekke’de geçirilen bir Ramazan ayı, Mekke’den başka bir yerde geçirilen bin Ramazan ayından daha faziletlidir” (Bezzar)
Ramazan ayında oruçluya su veren mahşerde susamayacaktır
"Ramazan ayında kim bir oruçluya su verirse, Allah(cc)’da ona havzımdan öyle bir şerbet verir ki, artık cennete girinceye kadar hiç susamaz." (Beyhaki) 
Ramazan ayında Oruçlulara iftar verenle, Cebrail (as) musafaha eder
Ebu’ş -Şeyh İbn Hıbban’ın bir rivayetinde Rasulullah (asm) şöyle buyurmuştur:
“Ramazan ayında kim helal kazancından bir oruçluyu iftar ettirirse, Ramazan’ın bütün gecelerinde melekler ona dua eder ve kadir gecesinde Cebrail (as) onunla musafaha eder (tokalaşır) Cebrail (as) kiminle musafaha ederse, onun kalbi incelir ve gözlerinin yaşı çoğalır. Ravi der ki:
- Ya Resulallah! Oruçluyu iftar ettirecek bir şeyi yoksa ne yapacak? Bana bildir. dediğimde:
- Bir avuç yiyecek de kafidir. buyurdu. Ben:
- Bir lokma ekmek de bulamazsa? deyince:
- Birazcık su ile karıştırılmış süt ikram eder. buyurdu. Ben:
- Yanında o da yoksa? deyince:
- Bir içim su" buyurdu. (Beyhaki)
"Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksiltme olmaz." (Tirmizi) 
Ramazan ayında verilen sadaka en faziletli sadaka hükmündedir
Hz. Enes’den (ra) rivayetle:
“En faziletli sadaka, Ramazan ayında verilendir.” (Selim’ür Razi)

22 Temmuz 2011 Cuma

Kitap Ayracı Projesi

Kitap Ayracı Projesi

1. Bu proje neyin nesi, kimin fesi?

- Öncelikle, bu projenin bir HAYIR çalışması olduğunu belirtmek isteriz. Ticari bir amacımız kesinlikle yoktur. Boğaziçi Üniversitesi’nden bir grup arkadaşla “Göz Ameliyatı İçin El Emeği Göz Nuru Ayraçlar” kampanyası çerçevesinde başlattığımız projemize, Afrika-Malavi’de açılacak olan yetimhane için devam etmekteyiz. Ayraç yapıp hem yurt içine, hem de yurt dışına postalayarak çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
- Ayrıntılı bilgi için tıklayınız: http://www.facebook.com/note.php?note_id=177980732253494

2. Projeye nasıl katkıda bulunabiliriz?
 a) Ayraç, not defteri veya rozet satın alarak
 b) Proje tanıtımını yapıp yaygınlaşmasına yardımcı olarak
 c) Arkadaş çevresinden/vakıflardan/üniversitelerden/kafelerden/liselerden/çeşitli kermes ve fuarlardan ayraç siparişi alımına yardımcı olarak
 d) Dua ederek

3. Ayraçların fiyatları ne kadar?
- Her biri 3 TL'dir. 

4. Kaç çeşit ayracınız var?
- Ayraçlarımız 8 kategoriden oluşuyor:
1. Başörtülü kız figürleri (35 çeşit)
2. Çocuklu ve hayvanlı figürler (18 çeşit)
3. Yetim çocuklar (3 çeşit)
4. Çiçekli desenler (18 çeşit)
5. Konuşma balonlu ayraçlar (4 çeşit)
6. "Love" ve "hope" serisi (2 çeşit)
7. Ebru serisi (hepsi orijinal olduğundan sınırlı sayıdadır)
8. Karton ayraçlarımız (mevcut 6 çeşit)

5. Ayraçların resimlerini görebilir miyiz?
- Elimizde mevcut olan ayraçları görmek için linki tıklayınız: http://www.facebook.com/album.php?fbid=177562268962007&id=174024015982499&aid=49517

6. Nasıl sipariş verebiliriz?
- kitapayraciprojesi@gmail.com’a hangi kategoriden kaçar tane istediğinizi, adres ve telefonunuzla birlikte mail atarak bizimle irtibata geçebilirsiniz.

7. Ayraçları tek tek seçip sipariş edebilir miyiz?
- Bu şekilde bir sipariş vermezseniz seviniriz. Zira elimizde binlerce ayraç var ve arasından tek tek istenilen resmi seçerek paket yapmak çok sıkıntı oluyor. Biz en çok tercih edilen ayraçları bastırıp paketlerimizi öyle hazırlıyoruz.

8. Ödemeyi nasıl yapabiliriz?
-Aşağıdaki hesap numaralarımıza ücretlerinizi yatırabilirsiniz:
- Meryem Akbaş, Posta Çeki Hesap No: 8694980 
- Merve Çirişoğlu, Garanti Bank, Boğaziçi Üniv Şubesi, 6654694, IBAN: TR47 0006 2000 3030 0006 6546 94

9. Ücretleri hemen mi yoksa ayraçları sattıktan sonra mı ödüyoruz?
- İmkanınız yoksa elinizdeki ayraçları sattıktan sonra ödeme yapabilirsiniz ama hemen ödeme yapmanız tercih olunur.

10. Kargo dışında ayraçları ne şekilde temin edebiliriz?
- İstanbul'daki arkadaşlarımız Fatih'te İHH'da Gönüllü Birimi'nden, Hisarüstü'nde Boğaziçi Üniversitesi'nin yanındaki Durak Copy'den, Başakşehir'de Bilge Kırtasiye'den, Bağcılar'da Okul Kırtasiye (Bağcılar Lisesi karşısı) ile Görüş Kırtasiye'den (Uyum Market'in biraz ilerisinde), Maltepe'de Maltepe Kitapevi'nden, Üsküdar'da Genç Akademi, Asitane ve Dargah'tan,
- Ankara'daki arkadaşlarımız Kurtuba Kitap&Kafe'den ve Mekan Kıraathanesi ve Maltepe İHH'dan,
- Sakarya'daki arkadaşlarımız Değişim Yayınları (Ptt Sokak) ve Kitapçılar Çarşısı Diyanet Yayınevi Pasaj 2000'den
- Bursa'daki arkadaşlarımız Seriyye Kitabevi'nden,
- Konya'daki arkadaşlarımız Endülüs Kitap Kafe, Nun Kitap Kafe ve Hüner Kitapevi'nden,
- Kayseri'deki arkadaşlarımız Akabe Kitapevi'nden,
- İzmir'deki arkadaşlarımız İzmir İHH şubesinden,
- Gaziantep'teki arkadaşlarımız, Gaziantep İHH şubesinden ve Fatih Tamer'den (05446659920),
- Yozgat'taki arkadaşlarımız, Sahaf Kitap Evi, Bozok Kırtasiye ve Eğitim Kırtasiye'den,
- Kocaeli'ndeki arkadaşlarımız, Araştırma ve Kültür Vakfı'ndan ayraçlarımızı temin edebilirler. 

- Bunlar dışında ayraç ve defterlerimiz Viyana, Romanya, Bosna, Kıbrıs ve İran'da da bulunmaktadır.
Bu ülkelerdeki arkadaşlarımız kitapayraciprojesi@gmail.com'a mail atıp ayraç ve defterleri nasıl temin edebileceklerini öğrenebilirler.
  Ayrıca çeşitli şehirlerde, çeşitli kafe ve kitapçılara ayraç bırakmayı planlıyoruz. Bu konuda desteklerinize ihtiyacımız var.

11. Şimdiye kadar ne kadar bağış yapıldı?
-18 Mart’ta 2.520 TL -21 ameliyat parası- Afrika’daki katarakt ameliyatları için İHH’ya bağışlandı. 25 Mart’ta 4.000 TL, 1 Nisan'da 2.000 TL, 7 Nisan'da 3.000 TL, 16 Nisan'da 2.250 TL, 22 Nisan'da 5.000 TL, 5 Mayıs'ta 8.750 TL, 13 Mayıs'ta 3.750 TL, 21 Mayıs'ta 3.000 TL, 27 Mayıs'ta 2.000 TL, 2 Haziran'da 2.200 TL, 14 Haziran'da 3.000 TL ve 20 Haziran'da 3.825 TL olmak üzere TOPLAMDA 42.775 TL “Malavi Yetimhane Projesi” fonuna yatırıldı. Bunlar dışında 225 TL “Bin bir Yetim Bin bir Dilek” projesine aktarılarak 3 çocuğun hayallerinin gerçekleşmesine vesile olundu. YANİ "KİTAP AYRACI PROJESİ"NDEN TOPLAMDA 45.520 TL BAĞIŞLANDI (İnşaAllah).
Makbuzları görmek için: http://www.facebook.com/album.php?id=174024015982499&aid=48086

12. Malavi Yetimhane Projesi hakkında daha ayrıntılı bilgi verir misiniz?
- Bknz: http://goo.gl/jhdHF

13. Toplu alımlarda indirim yapıyor musunuz?
- Ticari bir amaç güdülmediğinden “indirim” söz konusu olamaz.

14. Kampanyamız ne zamana kadar devam edecek?
- Hedefimiz, Afrika-Malavi’deki yetimhanenin tüm masrafını (45.000 avro) karşılayacak bir meblağ elde etmektir.

15. Kitap ayracı afişlerini nereden temin edebiliriz?
- Aşağıdaki linke tıklayıp çıktısını alabilirsiniz.
http://i1104.hizliresim.com/2011/4/9/5231.jpg

16. Kitap ayracı dışında başka neler satıyorsunuz?
- 6 çeşit kapak resmine sahip, 50 sayfa çizgisiz birinci kalite hamur sayfadan oluşan, spiralli not defterlerimiz de projemize dahildir. Fiyatları 5'er TL'dir. Resimlerini görmek için tıklayabilirsiniz: http://www.facebook.com/media/set/fbx/?set=a.180295635355337.53162.174024015982499

Güncel durumları Facebook sayfamızdan (http://www.facebook.com/kitapayraciprojesi) takip edebilirsiniz.

İngilizce sayfamız için tıklayınız: http://www.facebook.com/orphanageproject

Saygılar…

19 Temmuz 2011 Salı

Hamile ve süt emziren kadın oruç tutabilir mi?


Oruç tutmak
Soru;
Hamile ve süt emziren oruç tutabilir mi?
Cevap;
Enes ibni Mâlik Radiyallâhu Anh rivayet ediyor: 

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyuruyorlar ki:

“Şüphesiz ki Allah (Azze ve Celle) yolculuk halinde bulunan kimseden orucu ve namazın yarısını kaldırmıştır. Hamileden ve süt emziren kadından da orucu kaldırmıştır.” 
(Ebu Davud, Savm: 44, Tirmizi, Savm: 21; İbni Mâce Sıyam: 12)

Hamile hanımlar ve bebeğini emziren anneler, oruç tutmaya dayanamıyorlarsa, Ramazan ayı içinde oruç tutmazlar. Ramazan’dan sonra uygun bir zamanda tutamadıkları oruçlarını sıraya uymaya gerek duymadan kaza ederler.

Kaynak;
Etiketler;
hamile bayan niyetlenebilir mi, çocuğu olan kişi oruç tutabilir mi, anne olan oruç tutabilir mi, hamile olan oruç tutmalı mı, oruç tutmamak hadisi şerif, peygamberimizin oruç hakkında  hadisi şerif, hamile bayan ramazanda ne yapmalıdır, çocuk emziren ramazanda oruç tutar mı islamda hamile ve yeni çocuğu olan kişinin oruç tutma durumu

Şehitlik nedir, mertebeleri hakkında bilgi verir misiniz?

Ey bu toprak için toprağa düşmüş asker
Soru;


Şehitlik mertebeleri benim bildiklerim *dünya şehitliği *ahiret şehitliği *hem dünya hem ahiret şehitliği yanlışım varsa düzeltmeniz ve bu şehitlik mertebelerinin detaylı bir şekilde açıklarsanız sevinirim. hangi durumlarda dünya şahidi olunuyor hangi durum da ahiret şehidi veya hangi durumlarda her ikisi olunuyor.


Cevap;


Değerli kardeşimiz;
1-Şehid Kimdir?

Allah yolunda canını feda eden bir müslümana şehid denir.

Şehidlik, İslâm'da en büyük mertebedir. Şehidlerin Allah katında kadir ve kıymetleri pek yücedir. Âhirette en büyük rütbenin Peygamberlikten sonra şehidlik olduğu belirtilmiştir. Bunun içindir ki, şehidlerin bütün günah ve kusurları Allah tarafından afvedilmektedir.
Müslümanları, düşmanlarına üstün kılan en mühim esaslardan biri "ölürsem şehidim, kalırsam gazi..." inancıdır. Bu durum, ayette "iki güzelden biri" şeklinde ifade edilmiştir. (Tevbe Sûresi, 52) Yani, mü´min için savaşta iki güzel neticeden biri vardır: Ya galip gelecek, ya şehit olacaktır. (İbnu Kesir, IV, 102; Nesefi, II, 130)
Uhud Şehitliği

Halid b. Velid´in İran komutanına söylediği şu sözler, şehitlik kavramının müslümanlara neler kazandırdığını gösteren güzel bir misaldir: "Sizin, hayat ve şarabı sevdiğiniz kadar, ölümü seven bir orduyla size geldim." (Abdü rabbih, s., 387)

Şüheda hayatı, ruhani bir hayat, daha doğrusu hakiki bir hayattır. (Yazır, I, 547) "Şehit kendini hayatta bilir." (Nursi, Hutbe-i Şamiye, s., 122) Ölümün acısını hissetmeden, kendini daha güzel bir alemde bulur.

Hz. Peygamber (asm.), Uhud´da hayatını kaybeden 70 şehitle ilgili olarak şunu bildirmiştir: Kardeşleriniz Uhud´da şehit olunca, Allah onların ruhlarını yeşil kuşların cevfine koydu. Cennetin nehirlerinden içerler, meyvelerinden yerler. Arşın gölgesinde asılı altından kandillerde yerleşirler. Yiyecek, içecek ve istirahatlerinin güzelliğini görünce "keşke, derler Cennette hayatta olup, rızıklandırıldığımızı biri dünyadaki kardeşlerimize haber verse. Ta ki, cihaddan geri kalmasınlar, savaş esnasında kaçmasınlar". Cenab-ı Hak, "sizin bu halinizi onlara ulaştıracağım" der ve şu ayetlerle bildirir. (Ebu Davud, Cihad, 25)

"Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler, Allah´ın lütfundan kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde, Rableri katında rızıklandırılırlar. Arkalarından gelecek olanlara şunu müjdelemek isterler: Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmezler. Allah´tan bir nimeti ve lütfu ve Allah´ın mü´minlerin ecrini zayi etmeyeceğini müjdelemek isterler” (Al-i İmran Sûresi, 169-171)

2-Şehîd-i Kâmil Kime Denir?

Hem dünya hem de âhiret itibariyle şehid sayılan kimselere, şehîd-i kâmil denir. Bunlar muharebede öldürülenler, yahut âsiler, eşkıyalar, anarşistler veya evinde hırsızlar tarafından gadren ve zulmen öldürülen kimselerdir. Bir müslümanın şehîd-i kâmil sayılabilmesi için 6 şart lâzımdır:

1 - Müslüman olmak.

2 - Akıllı olmak.

3 - Bâliğ olmak.

4 - Cünüp olmamak, hayız ve nifas hâlinde bulunmamak.

5 - Vurulmanın akabinde hemen ölmüş olmak. Vurulduktan sonra, ölmeden önce, yeyip içer, tedavi görürse, vurulduğu yerden başka tarafa taşınırsa veya üzerinden bir namaz vakti geçecek kadar yaşarsa, kâmil şehidlik kısmından çıkar. Uhrevî şehîd olur.

6 - Öldürülmüş olmasından dolayı, öldüren kimseye kısas icab etmek. Yani, kasden öldürülmüş olmak. Hatâen öldürülme durumlarında, katile kısas vâcib olmadığı için, maktûl şehîd-i kâmil kısmına girmez. Şehîd-i kâmiller, yıkanmadan kanlı elbiseleri ile gömülürler. Hz. Ömer ile Hz. Ali'de bu şartlardan biri bulunmadığı için yıkandılar; Hz. Osman ise, yıkanmadan gömüldü.

3-Şehîd-i Uhrevî Kime Denir?

Dünya itibariyle şehid sayılmayan, yani, yıkanıp kefenlenmiş olarak gömülen, fakat âhirette şehid muamelesi gören kimselere şehîd-i uhrevî denir. Şehîd-i kâmil olmanın şartlarından birini kaybeden kimseler, bu kısma girerler.

Bundan başka şu kimseler de âhiret şehîdi sayılır:

* Suda boğulanlar.

* Ateşte yananlar. (İbnu Mace, Cihad, 17))

* Enkaz altında kalanlar.

* Veba gibi bulaşıcı bir hastalıktan ölenler.

* Sıtma gibi ateşli hastalıktan ölenler.

* İlim yolunda ölenler.

* Ciğer hastalıklarından ölenler.

* Doğum sırasında veya lohusa iken ölen kadınlar.

* Baş ağrısından ölenler.

* Karın ağrısından ölenler.

* Ailesinin nafakasını helâlinden kazanmak için çalışırken iş kazasından ölenler.

* Cuma gecesi ölenler.

* Gurbet ilde vefat edenler.

* Akrep, yılan sokması gibi sebeblerle vefat edenler... (Savaş dışındaki şehîdler hakkında hadisler  için bakınız: Buhârî, Ezan, 32, Cihâd, 30; Müslim, İmâre, 164; Tirmizî, Cenâiz, 65, Fedâilu'l-Cihâd, 14; Ahmed b. Hanbel, I, 22, 23, II, 323, 325).)

4-Şehîd-i Hükmî Veya Şehîd-i Dünyevî Kime Denir?

Bunlar münafıklardır. Bunların kalblerinde bulunan nifak emaresini sadece Cenâb-ı Hak bildiği için, dünya itibariyle şehid muamelesi yapılır. Çünkü bunlar, dış görünüşleri itibariyle müslümanlardırlar, fakat kalbleri itibariyle kâfir...

5-Şehidlerle İlgili Bâzı Hadîs-i Şerîfler:

"Malını müdafaada öldürülen şehiddir, ırz ve nâmusunu müdafaa ederken öldürülen şehiddir, nefsini müdafaada öldürülen şehiddir..."

"Şehidleri kanları ile sarın. Zira Allah yolunda açılan bir yara kıyâmet günü mahşere geldikte, o yara, rengi kan rengi, kokusu misk kokusu olarak kanar..."

"Şehidler cennetin kapısında, nehrin parlak zinetinde, yeşil çadırdadır. Sabah - akşam rızıkları Cennetten onlara gelir."

"Ma'rûfu emr ve münkeri nehiyden dolayı katledilen şehiddir."

"Kim Cuma günü vefat ederse şehiddir."

"Kim hayvanından düşüp ölürse o kimse şehiddir."

"Suda boğulan şehiddir, ateşte yanarak ölen şehiddir, gurbette garip ölen şehiddir, zehirli hayvan sokmasından ölen şehiddir, karın ağrısından ölenler şehiddir, bina yıkılıp altında kalarak ölen şehiddir, evinin üstünden (damdan) düşerek boynu kırılıp ölen şehiddir, üzerine büyük taş düşüp ölen şehiddir..."

"Din kardeşini müdafaada katlolunan şehiddir, mâsum olan komşusunu savunurken öldürülen de şehiddir..."

"Şehidin borçtan başka bütün günahları mağfiret olunur." (Müslim) Bâzı âlimler denizde şehid olmanın, kul borcuna dahi keffaret olacağını ileri sürmüşlerdir. "Şehid, ehl-i beytinden (aile ve akrabasından) 70 kişiye şefaat eder, şefaati kabûl edilir." (Ebû Dâvud, Tirmizî).

"Kıyâmet gününde 3 sınıf şefaat edecek: Peygamberler, sonra âlimler, sonra şehidler..." (Tâc)


Şehid olan insanların kul hakkı dışındaki bütün günahları affedilir. Şehid olmak, herkese nasib olmayan büyük bir şereftir ve mü'minler için mükemmel bir nimettir. Güzel bir şekilde yaşamak, ondan sonra Allah yolunda O'nun rızası için şehid olmak, her mü'minin hayal ettiği bir mutluluktur. İmân sahibi olan insanın böyle bir şuur ve düşünce ile yaşaması, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) tarafından ne kadar güzel bir şekilde övülmüştür!..: "Şehid olmayı Yüce Allah'tan samimi olarak dileyen kimseyi, Allah, rahat yatağında vefat etse bile, şehidlerin derecesine eriştirir" (Müslim, İmâre, 156, 157; Ebû Davud, İstigfâr, 26; Neseî, Cihâd, 36; ibn Mâce, Cihâd, 15).
Selam ve dua ile...
Kaynak;

Etiketler;
Şehit nedir, şehit kime denir, şehit kimdir, şehidin tanımı, şehitliğin mertebesi, şehit olmak için gerekli vasıflar, şehidi uhrevi nedir kime denir, şehitlik ve şehitler ile ilgili hadisler, şehit makamı,

18 Temmuz 2011 Pazartesi

Kaza namazları nasıl kılınır?

Kaza namazlari nasıl kılınır?
Soru
Kaza namazı nasıl kılınır. Önceden kılmadığım namazları şimdi nasıl kaza edebilirim. Mesela bugün vakit namazlarımı kıldım yatsı namazından sonra mı kaza namazını kılacam yoksa her vakit kaza namazı kılınırmı? Kılarken nasıl niyet edecem. Ezan ve Kaamet getirecekmiyim.
Cevap
Değerli kardeşimiz;
Farz bir namazı vaktinde kılmaya eda, vakti geçtikten sonra kılmaya kaza, bozulan bir namazı tekrar kılmaya da iade denir. 

Bir namaz ya bile bile kasden kılınmayıp kazaya bırakılır veya bir özürden dolayı kazaya kalır. Bir vakit namazı kasdî olarak kılmayıp kazaya bırakmak büyük bir günahtır. Böyle bir hareketten uzak durmalıdır. Bu çeşit bir hatanın işlenmesi durumunda bir an önce kaza edilmeli, borçtan kurtulmalıdır. Çünkü ölümün ne zaman gelip çatacağı belli olmaz. Ölüm gelip de hazırlıksız yakalarsa âhirete borçlu olarak gidilmiş olur. 

Bu şekilde kılınmayan bir namaz her ne kadar kaza edilmekle borçtan kurtulunmuş olunsa da, işlenen günah için ayrıca tevbe istiğfar edip, Allah'tan af dikmek lâzımdır. Bunun için hem kaza, hem de tevbe edilmelidir. 

Unutmak, uyku veya meşru bir mazeretten dolayı vaktinde kılınamayan namazlar da hatırlandığı veya meşru özür geçtikten sonra fazla vakit geçirmeden kaza edilmelidir. 

Bazı özürler vardır ki, bu hallerde kılınmayan namazlar daha sonra kaza edilmezler. Kadınların âdet ve lohusalık hali, beş vakit devam eden sar'a veya cinnet hali bu çeşit özürlerdendir. Zaten âdet gören ve lohusa olan kadının namaz kılması caiz olmayıp haramdır. 

Vakti içinde kılınmayan beş vakit namazın kazası farz, vitir namazının kazası vacip, sünnetin kazası da sünnettir. Kazası sünnet olan, yalnız sabah namazının sünnetidir. Günün sabah namazı kazaya kalmış ise öğleye kadar kılınınca farzıyla birlikte sünneti de kaza edilir. Öğleden sonraya kalınca sünnet kılınmaz, sadece farz kaza edilir. 

Zamanında kılınamayan bazı vakit sünnetleri de daha sonra kılınarak kaza edilir. Meselâ, cemaate yetişmek için öğle namazının ilk sünneti kılınamadığı takdirde, farzı kılıp iki rekât sünnetten sonra ayrıca kılınır. Cuma namazının ilk sünneti hutbeden önce kılınamadığı zaman, yine Cumanın iki rekât farzından sonra kaza edilerek kılınır, îki rekât kılınarak yarıda bırakılan öğlenin ve cumanın ilk sünnetleri aynen bu şekilde dört rekât olarak kaza edilir. Bu sünnetlerin dışındaki diğer vakit namazlarının sünnetleri kılınmadıkları zamanlar kaza edilmezler. Meselâ ikindi ve yatsı namazının sünnetleri farzdan önce kılınmadıkları zaman daha sonra kılınmazlar. 

Kaza namazları, ne şekilde kazaya kalmış ise aynı şekilde kılınacaktır. 

Sabah 2, öğle 4, ikindi 4, akşam 3, yatsı 4 ve vitir 3 rekat olarak kaza edilir. 

Her namaz için belirli bir zaman veya mekan tayin edilmez. Yani ikindi namazının kazası ikindi vaktinde kılınır diye bir sınır yoktur. İstediğiniz zamanda kılınabilir. Kaza namazını kılarken ikindi namazının yatsıdan önce veya öğlenin sabahtan sonra kılınması gerekir gibi bir şartta yoktur.

Fakat kerahet dediğimiz zamanlarda kılınmamasına dikkat edilir. Bu vakitler de güneş doğduktan 45 dk sonraya, Güneş batmadan 45 dk. Önceye kadar ve Güneş tam tepede olduğu zaman (öğleye 30 dk. Kala) namaz kılınması hoş görülmemiştir. Bunların dışındaki bütün zamanlarda kaza namazı kılnabilir.

Kaza namazları nasıl kılınır? 

Vaktinde kılamayıp kazaya kalan namazları altı vakti bulan veya daha çok olan bir kimse kaza namazları arasında bir sıra gözetmediği gibi, kaza namazları ile vakit namazları arasında da bir sıra takibi yapmaz. Namaz kılmanın mekruh olduğu üç kerahet vaktinin dışında istediği ve müsait olduğu her zaman kılabilir. Çünkü kaza namazları için belli bir vakit yoktur. Meselâ, vaktinde kılınamamış olan bir ikindi namazı yatsıdan sonra, bir yatsı namazı da öğleden sonra kılınabilir. 

Kaza namazlarını kılarken vakti belirlemeye gerek yoktur. Bu çok zor olacağından kolay olanı yapmak daha uygundur. Bir kaza namazı şöyle niyet edilerek kılınır: 

Meselâ: "Niyet ettim Allah rızası için, vaktine yetişip de kılamadığım ilk öğle namazını" yahut "son öğle namazını kılmaya." Böylece kazaya kalmış olan namazlar, ya ilk kazaya kalmış olanından başlanmış olur veya en son kazaya kalmış olanından başlanmış olur ki, her iki halde de belli bir düzene göre geçmiş namazlar kılınarak azalmış olur. 
Daha kolay olması bakımından "Üzerimde olan bir öğle veya ikindi namazını kaza ediyorum" şeklinde niyet etmek de yeterlidir. 
Bir vaktin namazı kaza edileceği zaman önce bir ezan okunur, sonra ikamet getirilerek kılınır. Birden fazla kaza namazı kılınacağı zaman da hepsi için bir ezan kâfi gelirken, her farz namazı için ayrı ayrı ikamet getirmek sünnettir. 
Kazaya kalmış olan namazların kaç vakit olduğunu kesin olarak bilemeyen kimse, galip tahminine göre hareket eder. Sayı bakımından tam bir tahmin yapamıyorsa, üzerinde kaza namazı kalmadığı kanaatine varıncaya kadar kılar. 
Aynı namazları kazaya kalmış olanlar bu namazı cemaatle kılabilirler. Fakat farklı farklı namazları kılmaya kalkanlar tek bir cemaat olamazlar; ayrı ayrı kılmaları gerekir. 
Kaza namazlarını, mümkünse evde kılmayı tercih etmelidir. Şayet bu namazlar mazeretsiz olarak kazaya bırakılmışsa bir günah sayılacağından bunu teşhir etmek uygun olmaz.  (Mehmed Paksu)
Kaynak;
kaza namazı nedir, kaza namazı ne zaman kılınır, namaz ne zaman kaza namazı olur, namaz kasten kazaya bırakılabilir mi, sünnetin kazası olur mu,  kazaya kalmış namaz rekatları, sabah namazı kazası, öğle namazı kazası, akşam namazı kazası, yatsı namazı kazası, kaza vakitler nasıl kılınır, kaç vaktin kazaya kaldığını bilmemek,  kaza namazında nasıl niyet edilir, kaza namazı ne zaman kılınır

< >